Büyük Zafer’in 102. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen Zafer Haftası etkinlikleri çerçevesinde Afyonkarahisar’ı ziyaret eden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Şuhut’taki Atatürk Evi’nde gerçekleştirilen özel bir programa katıldı. Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, 25-26 Ağustos tarihinin 30 Ağustos Zafer Bayramı’na giden yolun başlangıcını simgelediğini belirtti.
Kurtulmuş, Büyük Taarruz’un Türk tarihinin yakın dönemindeki en kritik dönüm noktalarından biri olduğunu vurgulayarak, “O zor günlerde, yokluk içinde, atacak kurşunu dahi olmayan aziz milletimiz, ‘Ya Allah’ diyerek Anadolu topraklarının dört bir yanından ayağa kalkıp, yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelesini başlattı. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bağımsızlık mücadelesinin öncüsü büyüklerimizi hürmetle ve saygıyla yad ediyoruz; ruhları şad olsun.” dedi.
Kurtulmuş, bu büyük mücadelenin yeniden kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin derin dersler barındırdığını ifade ederek, “Milletimizin milli seciyesinin en yüksek seviyelerde tezahür ettiği büyük bir mücadeleye bu topraklar tanıklık etti. Büyük mücadelenin ve bu büyük taarruzun gerçekleştirildiği, Yunan ordusunun denize döküldüğü 9 Eylül 1922’yi başlatan süreç burada şekillendi. Milletimizin sahip olduğu büyük hasletler sayesinde bu mücadeleyi verebildik. Kazanma sebebimiz sadece imkanımız ve gücümüz değil, aynı zamanda karşımızdakilerin güçsüz ve dağınık olmaları değil; biz, fevkalade büyük milli hassasiyetlere ve milli ruha sahip olduğumuz için kazandık.” şeklinde konuştu.
“Bu Millete Asla Boyunduruk Vurulamaz!”
Kurtulmuş, milletin hürriyet ve haysiyetine olan düşkünlüğünü vurgulayarak, “Bu millete asla boyunduruk vurulamamıştır ve vurulamayacaktır. Bu millet, bağımsızlığını her şeyin üstünde tutan bir millettir. Bağımsızlık, hürriyet, varoluşun en temel ögelerinden biridir. Eğer hür değilseniz, başkalarının tahakkümü altında yaşıyorsanız, aslında millet olarak varlığınız yok demektir. Bunu bilen atalarımız, yokluk içinde büyük bir mücadele vermek için bir araya geldiler.” dedi.
Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti: “Hiçbir şekilde kendisinden başka, kendisinden daha büyük herhangi bir kimseyi tanımaz ve ona itaat etmez. Bu nedenle, bu milletin hürriyet ve haysiyet aşkı, kuruluş mücadelemizin en temel unsurlarından biridir. Burada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurtuluş mücadelesinin önemli dönüm noktalarını karargah olarak kullandıkları bu mekanda, sadece nasıl kurtulacağımız değil, aynı zamanda yeni ve taze bir Cumhuriyet olarak nasıl kurulacağımızın da planları yapılmıştır. Biz, bir yandan varoluş mücadelesi verirken, diğer yandan yeniden oluş mücadelesini de başarabilen bir milletiz. Bu aziz millet, bu özellikleri sayesinde asla yıkılmayacak ve başkalarının önünde asla eğilmeyecektir; kıyamete kadar dünyanın en şerefli milleti olarak varlığını sürdürecektir.”
Kurtuluş mücadelesinden günümüze Türkiye’nin geldiği noktayı da vurgulayan Kurtulmuş, “Bundan birkaç on yıl önce, neredeyse tabancasının kurşununu dahi dışarıdan almak zorunda kalan Türkiye, bugün dünyanın savunma sanayisinde en önemli ülkelerinden biri haline gelmiştir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, milli dayanışmamızı ve milli kimliğimizi unutmadan ilerlediğimiz sürece, bu millete ‘dur’ diyecek ve bu milletin önünü kesecek hiçbir güç, Allah’ın izniyle yoktur.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından Atatürk Evi’ni ziyaret eden Kurtulmuş, anı defterini imzaladı ve yetkililerden binaya ilişkin bilgi aldı. Kurtulmuş, daha sonra Zafer Haftası kutlamaları çerçevesinde temsili atlı birliklerin Büyük Taarruz Karargahı’ndan İzmir’e uğurlanmasına katıldı ve kortej yürüyüşüne dahil oldu.