T24 Politika
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da özel hastanelerde yaşanan bebek ölümlerinin araştırılması amacıyla bir heyet görevlendirdi. Partiden yapılan açıklamalara göre, Özel, ‘Yenidoğan çetesi’ olarak adlandırılan ve yenidoğan bebeklerin ölümlerine neden olan olaylar zincirine dair Genel Başkan Yardımcıları Zeliha Aksaz Şahbaz ve Gamze Taşcıer ile birlikte Ankara Milletvekili Aylin Yaman, Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Samsun Milletvekili Murat Çan ve Uşak Milletvekili Ali Karaoba‘dan oluşan bir heyet oluşturdu. Bu heyet, yaşananların iddianameye yansıyan boyutlarının yanı sıra tüm gerçeklerin açığa çıkması için kapsamlı bir çalışma başlattı. (DHA)
Ne olmuştu?
İstanbul’da, tıbbi gereklilik olmaksızın özel bir hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmal sonucu hayatını kaybettiği iddiaları üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, soruşturmayı yürüten Savcı Y.E. makamında tehdit edilmiştir. Olayın ortaya çıkması, kamuoyunda büyük bir infial yaratırken, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22’si tutuklu, 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmıştır. İddianamede neler var? İddianamede şüpheliler için “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilmiştir. İddianamede, ölen 10 bebeğin “maktul”, 5 kişinin “müşteki”, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün “suçtan zarar gören”, 19 hastane ve sağlık şirketinin “malen sorumlu”, 47 kişinin ise “şüpheli” olarak yer aldığı belirtilmiştir. Doktor Fırat Sarı’nın liderliğini yaptığı iddia edilen suç örgütünün, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğunu artırarak SGK’den maksimum ödeme almak amacıyla hastaların sevk sistemini devre dışı bırakmaya çalıştığı ifade edilmiştir. Sağlık Bakanlığı Müfettişliği tarafından hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 10 bebeğin ölümüne neden olan tıbbi eksiklikler detaylandırılmıştır. Özellikle, bebek A.K.’nin ölümüne ilişkin değerlendirmede, solunum sıkıntısı yaşayan bebeğe müdahale edilmesinin geciktiği vurgulanmıştır. Ayrıca, o sırada hastanede bulunması gereken Dr. D.E.’nin görevde olmadığı belirtilmiştir. 6 aylık bebek, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakıma sevk edildi Raporda, 6 aylık bebeğin çocuk yoğun bakımı yerine, doktoru olmayan bir yenidoğan yoğun bakım ünitesine sevk edildiği ve hemşirenin doktorun izni olmadan müdahalede bulunduğu ifade edilmiştir. Bebek H.K. ile ilgili olarak, kalp masajı yapılırken Dr. D.E.’nin orada olmaması nedeniyle olayın örtbas edilmesi için ölüm saatinin değiştirildiği belirtilmiştir. Sevk edilmeyen bebek hayatını kaybetti Raporda, bebek Ö.H.’ye kalp masajını hemşirelerin yaptığı, bu sırada adrenalin ilacının kullanılmasının gerektiği ancak Dr. İ.G.’nin hemşirelere “adrenalini kapat” talimatı vererek yanlış yönlendirdiği vurgulanmıştır. Bebek M.S’nin ise tedavi gereksinimlerinin karşılanmaması ve uygun bir merkeze sevk edilmemesi nedeniyle hayatını kaybettiği kaydedilmiştir. Fezlekede yer alan diğer bebeklerle ilgili de benzer ihmallere dikkat çekilmiştir. Dehşete düşüren telefon kayıtları İddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarına da yer verilmiştir. Şüpheli doktor Fırat Sarı ve özel hastanede çalışan acil tıp teknisyeni Hakan Doğukan Taşçı arasında yapılan bir görüşmede, hastane koşullarındaki eksikliklerin dile getirildiği belirtilmiştir. Yenidoğan çetesinde yer alan doktor ve hemşirelerin ismi ortaya çıktı Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar’ın, şüpheli Hasan Basri Gök ile yaptığı telefon konuşmasında, tedavi süreçlerinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği ifade edilmiştir. Gök’ün konuşmada “Mehtap çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur?” dediği, Sayar’ın ise “Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani.” şeklinde yanıt verdiği aktarılmıştır. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun olmayarak örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde gerçekleştirildiği değerlendirilmiştir. Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan “yenidoğan çetesi” açıklaması: Cezasızlık algısı oluşturulmaya çalışıyor, böyle bir şey yok Hazırlanan iddianamede, bebeklerini kaybeden ailelerin ifadeleri de yer almıştır. H.H., eşinin hamilelik sürecinde başka bir hastaneye gitmek zorunda kaldığını ancak doğum aniden başladığında doktorlarının bel fıtığı sorunu nedeniyle başka bir hastaneye başvurmak zorunda kaldıklarını belirtmiştir. Gittikleri hastanede yenidoğan yoğun bakımında yer olmadığı cevabını aldığını ifade eden H.H., 112’ye bildireceklerini ve müsait bir hastane bulacaklarını söylediklerini aktarmıştır. “Bebeğimizi kaybettik” H.H., hastaneye vardıklarında kendileriyle ilgilenen bir doktor bulunmadığını, yalnızca bir ebenin olduğunu belirterek, sabah saatlerinde B.Y. isimli doktorun eşini muayene ettiğini ve sezaryen doğum yapacaklarını söylediğini aktarmıştır. Ertesi gün eşinin doğuma alındığını ve durumlarının iyi olduğunu öğrendiklerini, ancak hastaneden gelen bir telefonla bebeğinin ölüm haberini aldıklarını ifade etmiştir. “Yenidoğan çetesi” nasıl deşifre edildi? İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı bir doktorun Ocak 2023’te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığı başvuru ile olayın fark edildiği belirtilmiştir. Bu doktor, bazı özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım üniteleri defterlerinin boş bırakılması üzerine durumu araştırmaya başlamıştır. İddianamede, doktorun, “Bebeklerin dosya üzerindeki sağlık durumları ile fiili sağlık durumlarının uyuşmadığını, örneğin entübe olarak kayıtlı gösterilen bebeğin gayet sağlıklı olduğunu gördük.” şeklinde ifadelerine yer verilmiştir. Ne kadar ceza isteniyor? İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’a kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmiştir. Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise benzer suçlardan 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis talep edilmiştir. Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülmüştür. İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilmektedir. Savcı tehdit edilmişti Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E.’nin, bu soruşturmayı yürüttüğü sırada, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edildiği belirtilmiştir. Bu durum üzerine yürütülen ayrı soruşturma sonucunda 12 kişi jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, 4 kişi serbest bırakılmış, adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 5’i tutuklanmıştır.
|