Diyarbakır’da Ameliyat Öncesi Hayatını Kaybeden Genç Kızın Dramı
Diyarbakır’da, nefes almakta zorluk çeken Damla Sakallı (20), burun ameliyatı olmak amacıyla başvurduğu özel hastanede, ameliyat öncesi yapılan serum uygulamasının ardından aniden rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Baba Şeyhmus Sakallı (48), “Kızım, ‘Gece nefes alamıyorum, ölsem bile bu ameliyatı yapacağım’ dedi. Ömür boyu onlardan şikayetçiyim. Hamallık yaparak çocuklarımı yetiştirdim, okuttum. Ben ve ailem asla bunu hak etmedik” ifadeleriyle acısını dile getirdi.
Diyarbakır’da yaşayan Damla Sakallı, burnundaki çatlaklar nedeniyle nefes almakta ciddi zorluk yaşıyordu ve bu sebeple burun ameliyatı olmaya karar verdi. Kayapınar ilçesindeki özel bir hastaneye başvurarak, gerekli işlemleri tamamlayarak hastaneye yatışı gerçekleştirildi. Ameliyat öncesinde serum takılan Damla, aniden rahatsızlandı. Durumu ağırlaşan genç kız, aynı hastanede yoğun bakım ünitesine alındı, ancak doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Damla’nın cenazesi, Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemlerinin ardından, Yenişehir ilçesindeki Şilbe Mezarlığı’nda gözyaşları içinde toprağa verildi. Ailenin şikayeti üzerine, ölümünde ihmal olduğu düşünülen durumlarla ilgili savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
‘Devlete Güveniyorum, Kızımın Ölümünü Aydınlatacaklar’
Damla’nın babası Şeyhmus Sakallı, kızının küçükken düştüğünü ve burnunda çatlaklar oluştuğunu belirterek, “Damla, dünyanın en güzel insanıydı. Küçükken düşmüştü, burnunda çatlaklar vardı. Biz Diyarbakır’daki tüm hastaneleri dolaştık, ancak hiçbir hastane onun ameliyatına onay vermedi. Kızım astım hastasıydı. Annesi sabah 08.00’de beni aradı, ‘Ben Damla’yı hastaneye götürüyorum, gel’ dedi. Ben de ‘Damla’yı ameliyat etmiyorsun’ dedim. Yüzümü bile yıkamadan hastaneye koştum. Merdiveni bitirmeden, ‘Kızım öldü’ dedi. Damla’nın burnundaki çatlakları düzeltmek için ameliyat olacaktı. Kızım, 80 bin TL ödeme yaptı. Üç hemşire geldi ve serum bağladı. Serum bağlandığı gibi hemen çıktılar. Serumun 2 veya 3 damlası geldikten sonra, ben kızıma baktım ve simsiyah olduğunu, ağzından köpük geldiğini gördüm. Bağırdım, çağırdım ama hemşireler ‘Bir şey yok, niye bağırıyorsun’ dediler. Ben de ‘Kızım ölüyor’ dedim. Hastanenin bütün doktorları toplandı ve kızıma hemen yoğun bakıma aldılar. Ama benim kızım sabah 08.30’da zaten orada ölmüştü. Yoğun bakıma aldıkları zaman beni aldattılar. ‘Kızın yaşıyor’ dediler ama yalan söylediler. Zaman kazanmak için hastanenin etrafına neredeyse 2 bin polis yığıldı. Çevik kuvvet polislerinden yunus polislerine kadar, hastanenin etrafını sardılar. Gece 12’de bana ‘Senin kızın öldü’ dediler. Bağırdık, çağırdık ama elimizden hiçbir şey gelmedi, polisler bizi engelledi. En son bizi Adli Tıp Kurumu’na götürdüler. Kızımın orada olduğunu bilmiyordum. Bize kızımın çoktan burada olduğunu söylediler. Ben bu insanlardan, bu yönetimden, o doktordan ve hastanedeki herkesten şikayetçiyim. Devlete güveniyorum, benim bu kızımın ölümünü aydınlatacaklar” şeklinde konuştu.
‘Sağlıkçı Olan Kızım, Sağlıkçıların Elinde Hayatını Kaybetti’
Hastaneden kimsenin kendilerini arayıp sormadığını belirten Şeyhmus Sakallı, “Kızım çok güzel bir insandı, ondan çok memnundum. 20 yaşındaydı ve üniversiteyi bitirmişti, atamasını bekliyordu. Tıbbi sekreter olacaktı. Sağlıkçı olan benim kızım, sağlıkçıların elinde hayatını kaybetti. Ömür boyu şikayetçiyim. Dünya yıkılsa da şikayetçiyim. Kızım, ‘Ben geceleri nefes alamıyorum, zorlanıyorum, ne olursa olsun yapacağım, ölsem de bu ameliyatı yapacağım’ dedi. Çok karşı çıktım ama bu doktor onun aklını çeldi. 80 bin TL’sini almak için. Ne ameliyat yaptı ne de başka bir şey. Sadece parasını aldı. Şu anda o doktor piyasada yok, gelip de bize bir açıklama bile yapmadı. O kasap, para peşindeydi. Hastane yönetiminden, bizim taziyemize gelmelerini ve başsağlığı dilemelerini bekliyorduk ama ne yazık ki hiçbir yönetici veya doktor yardımcı olmadı, bir telefon bile açmadılar. Yani ben bunları asla bırakmam. Ceketimi bile satsam ömür boyu avukat tutarım. Kızımın ölümünden sonra ömür boyu onlardan şikayetçiyim. Ben bu çocuklara kömür taşıyarak, hamallık yaparak baktım. Hepsini de okuttum ama bunları hak etmedi, bu ölümü hak etmedi. Büyütene kadar gece gündüz hamallık yaptım, büyüttüm. Hamallık yaparak çocuklarımı yetiştirdim, okuttum. Ben ve ailem asla bunu hak etmedik” diyerek acısını dile getirdi.
DHA muhabirinin olay hakkında görüşmek istediği hastane yönetimi ise herhangi bir görüş belirtmek istemediklerini ifade etti.