Diyarbakır’da Narin Güran’ın Kaybolması ve Sonrası
21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki evinden çıkan 14 yaşındaki Narin Güran, Kur’an kursuna gitmek üzere yola çıkmıştı. Ancak, Narin bir daha geri dönmedi. 19 gün boyunca süren arama çalışmalarının ardından, Narin’in cansız bedeni bir derenin kenarında, bir çuvalın içerisinde bulundu. Olayın ardından, anne Yüksel Güran, amca Salim Güran ve ağabey Enes Güran tutuklandı. Tüm Türkiye’nin gündemine oturan bu cinayete ilişkin soruşturma süreci devam ederken, yeni gelişmeler yaşanıyor.
Yazılı Açıklama Yapıldı
Narin’in babası Arif Güran ile diğer aile üyeleri adına yapılan yazılı açıklamada, 6 Ekim tarihinde bazı yayın organlarında ve sosyal medyada “Narin Güran’ın babaevinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği” şeklinde asılsız haberlerin yer alması üzerine kamuoyunu bilgilendirme gereği doğduğu ifade edildi.
Ailemizin Onuruna Yönelik Acımasız Saldırılar Devam Etmektedir
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “21.08.2024 tarihinde öldürülen Narin kızımın katil veya katillerinin bulunarak en yüksek ceza ile cezalandırılması ve adaletin tecellisi öncelikli amacımızdır. Narin kızımı menfur bir hadise sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve yası içerisindeyken, sosyal medya ve basın aracılığıyla hiçbir temele dayanmayan, tamamen gerçek dışı yayınların yapıldığı, başta kadınlarımız olmak üzere ailemizin onuruna yönelik acımasız saldırılar devam etmektedir.”
Suç Duyurularında Bulunulmuştur
Aile, yaşadıkları derin acıyı görmezden gelinerek bazı sosyal medya fenomenlerinin takipçi ve izlenme sayısını artırma, bir gazetecinin ise bu acı olay üzerinden popüler olma hevesi ile gerçek dışı haberler ürettiğini tespit ettiklerini belirtti ve bu kişiler hakkında gerekli suç duyurularında bulunduklarını açıkladı. “Bu bağlamda Narin kızımızın kaybolması ve öldürülmesi olayı ile ilgili aile fertlerinden alınan bazı ifadelerin ve yapılan röportajların gerçek bağlamından koparılarak kamuoyunu yanlış yönlendirdiği” vurgulandı.
Kamera Kayıtlarının Geçmişe Dönük Silindiği Haberlerine Yanıt
Açıklamada, Narin’in öldürülmesi üzerine diğer aile bireylerine yönelik benzer saldırıların olmaması adına, güvenlik kamerası taktırıldığı ve buna rağmen kamuoyunda asılsız haberler yapıldığı ifade edildi. Ayrıca, Enes Güran’ın uyuşturucu kullandığı yönündeki iddialara da değinildi; annenin ifadelerinin çarpıtıldığı ve bu şekilde asılsız haberlerin yayıldığı belirtildi.
Adaletin Teccüsi İçin Çalışmalar Devam Ediyor
Narin’in kaybolduğu gün en son görüldüğü yeri gören çevre köylere ait kamera kayıtlarının incelenmesi gerektiğine ve bu kayıtların cinayetin aydınlatılmasında önemli rol oynayacağına inandıkları kaydedildi. Ayrıca, “Ailemiz dahil toplum vicdanının tatmini için ‘Narin kızımızın kim veya kimler tarafından öldürüldüğü, neden öldürüldüğü’ sorularının somut delillerle açığa kavuşturulması gerekmektedir” denildi.
Delilsiz, Soyut Senaryo Açıklaması
Açıklamaların devamında, “Her birey, düşüncelerini ifade etme ve cinayetin neden işlenmiş olabileceğine ilişkin olası senaryolar hakkında fikir ileri sürme hakkına sahiptir, ancak yazılı ve görsel medyada bu maksadı aşan, soruşturmanın gizliliğine gölge düşüren, somut delile dayanmayan ön yargılarla birilerini peşinen suçlu ilan etme girişimleri kabul edilemez” denildi.
Masumiyet Karinesi Vurgusu
Aile, “Bağımsız yargının kuracağı kesin hükme kadar kişilerin lekelenmeme hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz” açıklamasında bulundu. Ayrıca, Narin’in ailesinin yaşadığı acının yanı sıra, haksız üretilen senaryoların toplumda gerçekmiş gibi algılanmasına neden olduğunu belirttiler.
Narin Güran’ın Babaevinde Öldürüldüğü Yönündeki Haberler
Son olarak, kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız haberlerin yapıldığına dikkat çekildi. “Bu nedenle, Narin Güran cinayeti ile ilgili ailemizin şeref ve saygınlığına zarar veren, soruşturmanın gizliliğini ihlal eden ve adil yargılamayı etkilemeyi hedefleyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduk” denildi. Açıklamada, “Gerçekmiş gibi algı oluşturulmasına neden olan bu tür haberlerin asılsız olduğu yetkililer tarafından ifade edilmiştir” ifadelerine yer verildi.