PKK’nın Avrupa’daki Faaliyetleri ve Sanatçıların Sessizliği
ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanan PKK’nın Avrupa’da serbestçe faaliyet göstermesi, son yayımlanan bildiride eleştirildi. Bildiride, “ABD ve AB’de terörist grup olarak sınıflandırılan bu partizan grup, hâlâ serbesttir ve kendisine karşı çıkan, katılmayan ve eleştirenleri, ister vatana ihanet, karalama ve itibar zedeleme yoluyla, ister fiziksel saldırı ve suikast girişimi yoluyla hedef almaktadır” denildi.
”HALKIN AYDINI SANATÇISI BUNA KARŞI KAYITSIZ KALABİLİR Mİ?”
Türkiye Sanatçılar Birliği Genel Başkanı ve Tiyatro Sanatçısı T. Murat Demirbaş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bugün Avrupa’daki Kürt aydınları, sanatçıları ve birçok kanaat önderi, PKK’nın insanlık dışı baskı ve sindirme politikalarına ‘Yeter artık’ demektedir. İnsan düşünmeden edemiyor; peki Türkiye’deki aydınlar ve sanatçılar, bu çocuk kaçırmalardan, örgüt içi infazlardan, sokakları açık hendeklere çevirip canlı insanları kalkan olarak kullanmaktan hiç mi rahatsız değiller? Neden bu kesimlerden bugüne kadar ciddi bir karşı çıkış göremedik?” ifadelerini kullandı.
Demirbaş, Diyarbakır annelerini ziyaret ettiğinde ailelerden duyduğu acı hikayeleri de anlatarak, “Benim bir sanatçı olduğumu duyduklarında bana samimi ve sıcak bir ilgi gösterdiler. Ancak hemen arkasından sordular: ‘Neden diğer sanatçılar da gelmiyor? Onlar bizim acılarımıza neden ilgisizler?’ Ben sustum ve hiçbir şey söyleyemedim. Ülkemin sanatçıları adına utandım. Aydın olmanın ve halkın sanatçısı olmanın başka ne koşulu olabilir ki? Evet, bir halk gülüyorsa gülmek, ama bir halk ağlıyorsa o halkın aydını sanatçısı buna kayıtsız kalabilir mi?” dedi.
MUHALİF MEDYADA KARŞILIK BULMADI
Türkiye’deki aydınların sessizliğinden şikayet eden Halk Müziği Sanatçısı ve Besteci Ekrem Ataer, “Geçtiğimiz salı günü Avrupa’da yayımlanan bir bildirge var. Avrupalı Kürt aydınlar, PKK’ya karşı örgütün yıkıcı uygulamalarını ve iş birliklerini açığa çıkartacak bir bildiri imzaladılar. Bu son derece önemli bir gelişme. Ancak işin enteresan tarafı, muhalif olduğunu iddia eden medyada bu durumun pek karşılık bulmaması. Asıl can acıtıcı ve düşündürücü olan, Türkiye’den bu konuyla ilgili ne bir sanatçı, ne bir aydın, ne bir yazar, ne de bir öğretim görevlisinden gövdeli bir ses çıkmamış olmasıdır. Metin aslında PKK üzerinden ABD, AB ve NATO’yu karşısına alıyor. Dolaylı hedef bu.” şeklinde konuştu.
Ataer ayrıca, “Manipülasyona dayalı korku var. İşimi kaybederim, parayı kaybederim. Çok yeni biriyse yer edinme, grup psikolojisi, pohpohlanma durumu söz konusu. Sosyal medyada lince uğramamak ya da düpedüz ihanetin odağında olmak ve besleme olmak gibi kaygılar da mevcut” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.