Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Türkler tarih boyunca askeri alanda pek çok zafer kazanmış, etkili silahlar üretmiş ve bu silahları başarıyla kullanmış olsalar da, donanma konusunda her zaman bir eksik kalmıştı. Ancak bu durum, 24 Ağustos 2024 itibarıyla değişmeye başladı. Ağustos ayının son haftası, yılın 35. haftasına denk gelmekte ve Türkler için kritik tarihleri barındırmaktadır. Bu hafta, Anadolu’nun kapılarının bir daha kapanmamak üzere açıldığı 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi’nin ve 30 Ağustos 1922’de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yıl dönümüdür. 2024 yılı itibarıyla, ağustosun son haftası Türk donanmasının gücüne yeni üyelerin katılmasıyla taçlandı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde Aksaz Tersanesi Komutanlığı açıldı, TCG Piri Reis Denizaltısı (S-330) hizmete girdi ve 3 bin tonluk denizaltı havuzu, donanmanın yeni üyelerini Türk sularına indirmek için faaliyete geçti. Bu gelişmeler, Türk donanmasının dünya sularındaki etkisini artırmak adına kritik mesajlar taşımaktadır. Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, “Donanmanın yüzde 90’ı her an hazır demek” diyerek bu atılımların önemine dikkat çekti.
Denizciliğin Bilinmeyen Kahramanları
Gelişmiş denizaltılar ve dev gemiler, denizcilikte en stratejik silahlardan biri olarak kabul edilmektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’nın Marmaris ilçesinde Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni’nde, donanmaya kazandırılan projeler hakkında “HIZIRREİS denizaltımıza bayrak çekiyor ve seyir testlerini başlatıyoruz. MURATREİS denizaltımızın havuz donatım faaliyetlerine başlıyor, ilaveten iki, üç, dört numaralı akaryakıt gemileri ile 3 bin tonluk denizaltı havuzunu da hizmete veriyoruz” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında bahsettiği akaryakıt gemileri, pek göz önünde olmadığından hak ettiği değeri görmese de, Kozan Selçuk Erkan’a göre bu gemiler aslında denizciliğin ‘bilinmeyen kahramanları’ olarak önemli bir rol üstleniyor. Erkan, “Tanker gemiler, limanlarda yakıt veren gemilerdir. Üs bölgelerimiz ve limanlardaki gemilerimiz arttıkça, yakıt, su ve iaşe desteği sağlamak için bu gemilere ihtiyaç duyuluyor.” dedi.
Havuzun Varlığı, Daha Fazla Denizaltı Demek!
Aynı gün, 3 bin tonluk kapalı havuzun devreye alınması Türk donanması için önemli bir gelişmeydi ve gelecekteki askeri gücümüzün de bir göstergesiydi. Çünkü bu dev kapalı havuz, gemi bakım ve onarımından çok, envantere yeni üyeler eklemek anlamına gelmektedir. Kozan Selçuk Erkan, havuz hakkında “3 bin tonluk havuz, özel bir havuzdur. Denizaltı inşası sonrası donatılırken bazı testlerin suyun üzerinde yapılması gerekmektedir. Bu havuz, denizaltının dışarıdan kontrol edilmesi gereken sensörlerinin test edilmesi için kullanılabilir.” dedi. Ayrıca, havuzun üstü kapalı olmasının sebebinin, denizaltıların son kat kaplamalarının özel malzemelerle yapılmasından kaynaklandığını belirtti. “Artık bu kaplamalar Türkiye’de üretiliyor. Eskiden bu işlemler dış ortamda yapılırken, kapalı havuz sayesinde bu işlemler daha güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.”
Yüzde 90’ı Her An Hazır
Mevcut durum değerlendirildiğinde, Türk donanması için yeni araçların inşasında İstanbul ve Gölcük, bakım-onarım faaliyetlerinde ise Alaybey ve Aksaz tersanelerinin aktif olduğu görülmektedir. Kozan Selçuk Erkan, tersanelerin stratejik önemine değinerek, Mersin’de kurulacak yeni tersanenin donanmanın gücüne büyük katkı sağlayacağını vurguladı. “Şu anki mevcut durumda İzmir’deki Alaybey tersanemiz dışında güneyde bir tersanemiz yok. İstanbul, Gölcük, Alaybey ve Aksaz ile toplamda 4 tersanemiz var. Akdeniz’de askeri varlık göstermek için askeri tersanelere ihtiyaç duyuyoruz.” diye ekledi. Erkan, “Yavaş yavaş yeni inşalar Alaybey’de de başlayacak. Cumhurbaşkanı Mersin’e yeni bir tersane kurulacağını açıkladı. Bu, lojistik açıdan büyük kolaylık sağlayacak.” şeklinde konuştu.
Bilinmeyen Güce Karşı Savaş Başarısızlıkla Sonuçlanabilir
Özellikle Akdeniz’deki komşumuz Yunanistan’ın dikkatini çeken Türk donanmasının yeni üyeleri hakkında da konuşan Kozan Selçuk Erkan, bilinmeyen bir güce karşı savaşmanın zorluklarına değindi. Yunan medyası, su altından atılan Atmaca ve Akya torpidolarını sıkça gündeme getiriyor. Erkan, “Piri Reis bu torpidoları atabilecek kapasitede. Denizaltılar ve uçak gemileri stratejik silahlardır. Reis sınıfı denizaltılarla birlikte Akdeniz’in en güçlü denizaltı filosuna sahip olacağız.” şeklinde sözlerini tamamladı. “Kendi radar sistemlerimizi üretmeye başladıkça, bağımsızlığımız artacak ve gelecekte bu sistemleri başka ülkelere de satabiliriz.”