ANKARA/TEKHA
Türkiye’nin çelik ürünleri ihracatı, 2025 yılının mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar bazında yüzde 21,1 artarak 1,4 milyon tona, değer bazında ise yüzde 9,2 yükselişle 922,8 milyon dolara ulaştı. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), sektörün mayıs ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerini kamuoyuyla paylaştı.
Verilere göre, Türkiye’nin ham çelik üretimi mayısta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,8 azalarak 3,1 milyon ton olarak gerçekleşti. Ocak-Mayıs döneminde ise ham çelik üretimi yüzde 1,4 düşüşle 15,4 milyon tona geriledi.
Nihai mamul tüketimi ise mayısta yüzde 1,1 artarak 3,4 milyon tona yükseldi. Ancak yılın ilk beş ayında nihai mamul tüketimi yüzde 4,7 azalarak 15,5 milyon tona düştü.
İhracat Güçleniyor
Çelik ürünleri ihracatı, yılın ilk beş ayında geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 18 artarak 6,3 milyon tona ulaştı. Değer bazında ise yüzde 7,9’luk artışla 4,3 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
Buna karşılık çelik ürünleri ithalatı mayıs ayında miktar bazında yüzde 24,6 artışla 1,9 milyon ton oldu. Ancak ithalat değeri yüzde 0,1 azalarak 1,3 milyar dolara geriledi. Ocak-Mayıs döneminde ithalat miktarı yüzde 6 artışla 7,5 milyon tona çıkarken, değer bazında yüzde 5,1 düşüşle 5,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
2024’ün aynı döneminde yüzde 71 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2025’in ilk beş ayında yüzde 80,7’ye yükseldi.
“Dampingli İthalat Kontrol Altına Alınmalı”
TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin mayıs ayında küresel çelik sektörüne kıyasla daha düşük bir üretim daralması yaşadığını belirtti. Yayan, buna rağmen Türk çelik sektörünün Avrupa’da birinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldığını ifade etti.
Yayan, mevcut yüksek üretim kapasitesinin dampingli fiyatlarla yapılan ithalat nedeniyle yeterince kullanılamadığına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Çelik sektöründe yaşanabilecek yapısal sorunlar, sanayinin tüm alanlarını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle dampingli ithalata karşı önlem alınması, Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının güncellenmesiyle ihracat pazarlarının yeniden canlandırılması büyük önem taşımaktadır. Alınacak yapısal ve stratejik kararlar, sektörün yanı sıra ülke ekonomisinin rekabet gücünü de şekillendirecektir.”