Yenidoğan Çetesi Operasyonu: Süreç ve Gelişmeler
27 Mart 2023’te CİMER Üzerinden İhbar Geldi
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne 27 Mart 2023’te yaşanan olayla ilgili olarak CİMER üzerinden bir ihbar ulaştı. Bu ihbarın 21 Mayıs 2023’te Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne iletilmesi üzerine, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kapsamlı bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma çerçevesinde, 28 Eylül 2023’te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, il genelindeki tüm kamu, özel ve vakıf üniversitesi sağlık tesislerine yönelik olağan ve olağan dışı yenidoğan yoğun bakım denetimlerinde elde edilen bilgi ve belgelerin (tutanak, epikriz, gözlem formu, tahlil, tetkik, hasta dosyaları vb.) incelenmesi için “Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Değerlendirme Komisyonu” kurulmasını talep etti.
Yine soruşturma kapsamında şüphelilerin kimlik ve adreslerinin tespiti yapılarak, mağdur ve tanıkların ifadeleri alındı. İlgili kurumlardan evrak ve bilgi istenen soruşturmada, somut delillerin toplanmasının ardından harekete geçildi.
26 Nisan 2024: Eş Zamanlı Operasyon
26 Nisan 2024’te İstanbul ve Tekirdağ’da, kimlikleri belirlenen şüphelileri yakalamak amacıyla eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirildi. Bu operasyonlar neticesinde toplamda 47 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 22’si tutuklandı. Ayrıca tanık ve mağdur ifadeleri de alındı. Mayıs ayında, belirtilen özel hastanelerden Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesi’nin faaliyeti askıya alındı.
23 Ağustos: Uzman Görüşü Raporu
23 Ağustos’ta Sağlık Bakanlığı Müfettişliği tarafından hazırlanan uzman görüşü raporunda, çocuk hekiminin pratikte hemşirenin izlemine bırakılan yenidoğan bebeklerin yüzde 90’ının hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı.
30 Ağustos: Suikast Tehdidi
30 Ağustos’ta tutuklu şüphelilerin avukatı Aylin Arslantatar, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E.’yi arayarak, kendisi hakkında bir suikast planlandığını ve ailesine zarar verileceğini bildirdi. Bunun üzerine Savcı Y.E, durumu bünyesinde görev yaptığı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar etti ve soruşturma başlatıldı. Ardından, Avukat Aylin Arslantatar ve Mustafa Kemal Zengin’in savcıyla görüşme talebi üzerine mahkeme kararı ile makam odasına kayıt cihazı yerleştirildi ve görüşme kayıt altına alındı.
Soruşturma sürecinde, Eylül ayında Bağcılar Özel Şafak Hastanesi’nin faaliyeti de askıya alındı.
Soruşturma ve Tehdit İddiaları
9 Ekim’de soruşturmasını tamamlayan Savcı Y.E., fezlekesini hazırladı. Fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemleri üzerinde durularak, hastalara pasif ötenazi uygulandığı ve yenidoğan bebeklerin yüzde 90’ının hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı. 11 Ekim’de, Savcı Y.E.’nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma kapsamında, kimliği belirlenen şüphelileri yakalamak amacıyla operasyon gerçekleştirildi ve şüpheliler gözaltına alındı. 14 Ekim’de emniyette işlemleri tamamlanan şüphelilerden 4’ü serbest bırakılırken, aralarında 2 avukatın da bulunduğu 8 zanlı Büyükçekmece Adliyesi’ne sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, 8 şüpheliden 5’inin tutuklanmasına, 3’ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.
Hazırlanan İddianame
16 Ekim’de fezlekenin gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianame hazırladı. İddianamede, ölen 10 bebek “maktul”, 5 kişi “müşteki”, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü “suçtan zarar gören”, 19 hastane ve sağlık şirketi “malen sorumlu”, 47 kişi de “şüpheli” olarak yer aldı. Doktor şüpheli Fırat Sarı’nın liderliğindeki suç örgütünün, doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir tarafından yönetildiği belirtildi. Suç örgütünün amacı, işletmelerini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluk oranını artırmak ve hastaların basamaklarıyla oynayarak SGK’den üst sınırdan ödeme almak olduğu ifade edildi.
Yenidoğan Çetesi Soruşturmasında İstenen Cezalar
İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep edildi. Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istenildi. Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu 18 şüpheli için de bebeklerin ölümüne ilişkin “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi. Bu arada, Savcı Y.E.’nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma devam ediyor.
Yenidoğan Çetesi Soruşturmasında İstanbul’daki 9 Özel Hastanenin Ruhsatı İptal Edildi
112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle iş birliği yapılarak, bebek acil hastalarının önceden belirlenen özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilip ölümlerine sebebiyet verildiği ve bu şekilde haksız kazanç sağlandığı iddialarına yönelik soruşturma kapsamında, İstanbul’daki 9 özel hastanenin yönetimine ruhsat iptali kararı tebliğ edildi.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne Gönderilen Yazı
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne bir yazı gönderildi. Yazıda şu ifadeler yer aldı: “Teftiş Kurulu Başkanlığının 28 Eylül 2024 tarihindeki sayılı inceleme raporu ve ekleri ile mezkur rapora istinaden Bakanlık makamından alınan 18 Eylül 2024 tarihli onay gereği alınmış olunan ve yazı ekinde yer alan makam onayları doğrultusunda işlem uygulanması, uygulanan bu işlemlerin Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin ‘Faaliyetin durdurulması durumunda hastalara ilişkin işlemler’ başlıklı 65/A maddesinde yer alan ‘Özel hastanenin tamamında veya bir kısmında faaliyetin geçici olarak durdurulması veya ruhsatın iptal edilmesi söz konusu olduğunda müdürlük tarafından öncelikle mevcut yatan hastalarla ilgili tespit yapılır. Nakli mümkün olmayan hastaların tedavilerinin tamamlanmasından ve nakli mümkün olanların da diğer hastanelere nakillerinden sonra özel hastanenin faaliyeti durdurulur. Bu durumdaki hastanelere yeni hasta kabulü yapılamaz.’ hükmü doğrultusunda yürütülmesi hususunda bilgilerini ve gereğini rica ederim.”
Söz konusu yazı üzerine, soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar ve Özel Silivri Kolan Hospital’ın ruhsatları iptal edildi.
Karar Hastanelere Tebliğ Edildi
Kararın ardından, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri polis eşliğinde ilgili hastanelere giderek, ruhsat iptal kararını hastane yönetimine tebliğ etti. Kararın muhataplara iletilmesinin ardından bazı hastanelerin tabelaları sökülmeye başlandı. Polis ekipleri, hastanelerin çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Bazı vatandaşlar, kapatılan hastanelerde tedavi gören yakınları için hastanelere akın etti. Özel Güney Hastanesinin kapısına “Hastanemizde tedavi ve hasta bakım hizmetleri durdurulmuştur.” yazısı asıldı. Bazı hastane personeli ise mesai arkadaşlarıyla vedalaşarak binadan ayrıldı. Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi çalışanları, alınan kararı alkışlarla protesto etti; bazıları gözyaşlarına boğuldu. Çalışanların buradaki bekleyişi sürdü. Özel TRG Hospitalist Hastanesi binasının yanında bulunan Bağcılar Ülkü Ocakları üyeleri, slogan atarak hastaneyi protesto etti. Tebliğin ardından, Reyap Hastanesi yazısı brandayla örtüldü. İşlemlerin tamamlanmasının ardından hastanenin mühürleneceği öğrenildi.
Hastaların Sevki Başladı
Ekipler, tebliğ sonrasında hastanelerden ayrılırken, buradaki hastaların kamu hastanelerine sevki için çalışma başlattı. Müdürlük koordinesinde yürütülen bu çalışmalar kapsamında, yenidoğan ve durumu ciddi olan hastalar öncelikli olmak üzere, hastaların ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilme işlemlerine başlandı. Bazı hasta yakınları, durumu ağır olmayan hastalarını kendi imkanlarıyla hastanelerden alarak evlerine götürdü.
Mağdurlar Hastane Önlerine Geldi
Ruhsatları iptal edilen hastanelerde daha önce tedavi gören ya da hayatını kaybeden çocukların aileleri de hastane önlerinde toplandı. Özel Avcılar Hospital’da torunu daha önce tedavi gören bir kadın, hastane önüne gelerek tepki gösterdi. Doğduktan sonra 2 ay boyunca torununun hastanede kaldığını söyleyen kadın, burada durumunun kötüleştiğini ve çıkarıp eve götürdüklerinde sağlığına kavuştuğunu anlattı. Özel Güney Hastanesine gelen Nazlı ve Mesut Ahi çifti, 2023’te bebeklerinin 3 gün boyunca hastanede tutulduğunu, daha sonra Bağcılar Medilife Hastanesi’ne sevk edildiklerini belirtti. Gözyaşlarını tutamayan anne Nazlı Ahi, tedavinin 6’ncı gününde bebeğinin hayatını kaybettiği haberini aldıklarını belirterek, “24 Nisan 2023’te doğum yapmıştım. Çocuğumu kaybettim, mağdurum. Bunun sonuçlanmasını istiyorum. Doğum yaptığım gece bebeğim gayet iyi, sağlıklıydı. Ertesi gün, ‘Bebeğin üç damarında tıkanıklık, hipertansiyon, solunum sıkıntısı var.’ dediler ve çocuğu üç gün yatırdılar. Sonra dediler ki ‘Çocuğu sevk ediyoruz.’ Medilife Hastanesine sevk edildi.” dedi.
Çıkmasınlar İçeriden
Anne Ahi, çocuğunun kendisine gösterilmediğini ve toplamda 6 gün hastanede kaldığını anlatarak, “Çıkmasınlar içeriden. İçim kan ağlıyor dünden beri. Ben bir anneyim. Bu anneye yapılmaz. 3 tane daha çocuğum var, onlar gayet sağlıklı. Onlar devlet hastanesinde doğdular. O zamandan şüphelerim vardı. Çocuğum parçalansın, otopsi olsun istemedim. Şikayetçiyim. Bu davanın arkasındayım. Asla peşini bırakmayacağım. Deselerdi ki ‘Çocuğunuz için para istiyoruz.’ ben onlara trilyonlar verirdim ama çocuğumu benden almasalardı.”
Başka Bir Hastaneye Sevkin Alacağız Çocuğumuzun
Özel Avcılar Hospital’da dünyaya gelen bebeği tedavi altında olan Ercan Gökdoğan, “Bebeğim 15 Ekim akşamı, saat 19.00 gibi dünyaya geldi. 2-2,5 saat bizim yanımızda durdu. Bebek annesini emmediği için solunum sıkıntısı var dediler, yoğun bakıma aldılar. Kuvöze aldılar. Pazartesi, çarşamba, cuma görüş günleri var. Annesinden süt sağıp getiriyorum ve çocuğumu görüyorum. Onda herhangi bir sıkıntı yok. Annem ve kardeşim bugün süt getirmeye gelmişlerdi. Haberi görür görmez buradan ayrılmamalarını söyledim. Yoğun bakım ünitesine bakan doktor var. Onunla görüştük. Evrakımızı hazırladık. Birazdan başka bir hastaneye sevkini alacağız çocuğumuzun. Endişe etmiyorum, gördüm çünkü çocuğumu az önce, herhangi bir sıkıntısı yok.”