İngiltere’nin Ekonomik Görünümü ve Yatırım Planları
Ekonomist Jim O’Neill, harcama kararlarına yönelik belirsizliklerin geçtiğimiz hafta İngiltere’nin borçlanma maliyetlerini yükseltmesine neden olduğunu belirtti. O’Neill, piyasaların İşçi Partisi Maliye Bakanı Rachel Reeves’in ilk bütçesinde sunulan yatırım planları konusunda hala ikna edilmesi gerektiğini vurguladı.
O’Neill, Bloomberg’e verdiği röportajda, “Temel mesele, yatırım harcamalarını artırmak ve bunu daha verimli bir şekilde gerçekleştirmektir. Birdenbire NHS’ye yapılacak 20 milyar sterlinlik bir harcamanın daha önceki dönemlere göre daha etkili olacağına mı inanmamız gerekiyor? Piyasa bu konuda oldukça şüpheci” şeklinde konuştu. O’Neill, David Cameron döneminde kamuda görev almış ve şu anda Lordlar Kamarası’nda bulunan bir isim olarak, Reeves’in Çarşamba günü bütçesinde, yatırım için daha fazla borçlanmaya izin verecek şekilde İngiltere’nin mali kurallarında değişiklik yapılmasını sürekli olarak savunduğunu ifade etti.
O’Neill, Reeves’in, işgücüne katılımı artırmak amacıyla daha fazla çocuk bakımı sağlaması gibi, daha yüksek büyüme sağlayacağını düşündüğü alanlara yatırım tahsis edebileceğini veya yatırım planlarını en iyi getiriyi sağlamak için bir uzman tavsiyesi sürecinden geçirebileceğini de sözlerine ekledi.
Reeves Piyasaya İstikrar Mesajı Vermişti
İngiltere’de tahvil getirilerini hızla yukarı çekerek 2022’deki mini bütçe krizi hatırlatan yeni bütçe sonrası Maliye Bakanı Rachel Reeves, yatırımcıları rahatlatacak açıklamalarda bulunmuştu. Bloomberg TV’ye konuşan Reeves, İşçi Partisi’nin en önemli taahhüdünün “ekonomik ve mali istikrar” olduğunu belirtti.
Reeves, kendi belirlediği mali kuralları uygulama imkanına atıfta bulunarak, “Önceki hükümetin bize bıraktığından daha fazla alanımız var. Şu anda kamu maliyemizi istikrarlı ve sağlam bir yörüngeye oturtmuş durumdayız” ifadelerini kullandı. Bakanın yıllık kamu harcamalarında 70 milyar sterlinlik bir artış öngören bütçesi, yatırımcılar tarafından enflasyonist bir yaklaşım olarak değerlendirilmiş ve bu durum, daha yüksek faiz beklentileriyle tahvil getirilerinin yükselmesine yol açmıştı.