YA SİYASET YA TERÖR
Türkiye Cumhuriyeti’nin yüksek menfaatleri doğrultusunda, temel ve ortak değerler etrafında kenetlenmeye, elimi uzatmaya her zaman varım ve hazırım. Bu noktada, ya siyaset ya da terör arasında bir seçim yapmak zorundayız; siyaset ile terörün arasında bir orta yol, bir uzlaşma yoktur.
DEVLET TERÖRLE MASAYA OTURMAZ
DEM Parti’nin iradesini İmralı’ya rehin bırakması, bağımsız bir siyasetçi duruşuyla bağdaşmayan bir tutumdur. Türkiye’ye getirilen terörist başı, “her türlü hizmete hazırım” diyerek yola çıkmışken, şimdi terörün sona erdiğini ve örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı olarak ilan etmelidir. Ancak, devletin terörle masaya oturmasını kimse, hiçbir koşul altında beklemesin. Hodri meydan! Eğer gerçekten kana değil, kardeşliğe susadıklarını göstermek istiyorlarsa, bunu eylemleriyle ortaya koymalıdırlar.
SÜREÇ İÇİN DEĞİL
Devlet, terör örgütleriyle pazarlık yapmaz; müzakere etmez, doğrudan kıran kırana bir mücadele yürütür. Uzattığım eli farklı mecralara çekenlerin nereye varmak istedikleri gayet açıktır. Ama benim uzattığım el, samimi ve iyi niyetle atılmış bir eldir. Bu el, Türkiye’de birleşelim, Türk milletinde kenetlenelim çağrısını yapmaktadır. Biz elimizi yeni bir süreç için değil, kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatıyoruz.
İLK DÖRT MADDE TARTIŞMA DIŞI
Anayasanın ilk dört maddesi, her türlü tartışmanın ve arayışın dışındadır. Çünkü bu maddeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun anahtarı, kurucu kimliğin simgesi ve varlık ile birlik ifadesidir. Bu dört maddede açılacak bir gedik, Türkiye’nin geleceği açısından kabul edilemez bir durumdur.
‘Devletin milleti vardır’
Devletin ülkesi ve milleti olmaz diyenlere buradan sesleniyorum; devletin bir ülkesi vardır, o da Türk vatanıdır. Devletin bir milleti vardır, o da Türk milletidir. Devlet, ülkesel birlik demektir. Anayasanın ilk dört maddesini sulandırmak, demokratik bir angajmanın sonucu değil, gizli ve saklı emellerin bir yansımasıdır. Buna asla izin veremeyiz; mevki ve makam ne olursa olsun, hiç kimseye eyvallah etmeyiz.