S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill’in Değerlendirmeleri
S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye’nin kredi notunu bu yıl iki kez yükselttiklerini vurgulayarak, “Bu tek bir yıl içinde oldukça dikkat çekici bir not artışı olarak değerlendirilebilir. Türkiye gibi çeşitli, açık ve dirençli bir orta gelirli ekonomi için başlangıçta oldukça düşük bir not seviyesindeydik, ancak bu yıl iki kademe yükseltilmesi olumlu bir gelişme” dedi.
Gill, S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu “B+” seviyesinden “BB-“ye yükseltmesi ve kredi notu görünümünü “durağan” olarak belirlemesinin ardından değerlendirmelerde bulundu. Not artışının ardındaki en önemli etkenlerden birinin uluslararası rezervlerdeki artış olduğunu belirten Gill, bu durumun ortodoks para politikasına geçişin etkinliğinin şu ana kadar başarılı bir şekilde gerçekleştiğinin bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 50’ye yükseltmesinin etkilerini göstermeye başladığını belirten Gill, “Ekonomi yeniden dengeleniyor. 12 aylık cari açık, Ağustos itibarıyla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 1’i seviyesine geriledi” bilgilerini paylaştı.
Gill, ekonomik yeniden dengelenmede itici gücün, dövizden Türk Lirası’na (TL) geçiş yapan hane halkı olduğunu ve bunun TCMB’nin döviz rezervi biriktirmesine büyük katkı sağladığını açıkladı. “Şu an itibarıyla net dış finansman ihtiyacı büyük ölçüde azaldı” dedi.
Kredi notu görünümünün durağan olarak belirlenmesinin nedenleri arasında, gelecekte dezenflasyon ve yeniden dengeleme programının bir sonraki aşamasının uygulanmasının muhtemelen daha zorlayıcı olacağı değerlendirmesinde bulundu. Gill, Türkiye’de hizmet enflasyonunun gerilediğini ancak manşet enflasyonun hala oldukça yüksek seviyelerde bulunduğunu ve birçok ülkede olduğu gibi yapışkan kalmasının zorluklardan biri olabileceğini belirtti.
- Hane halkının 12 aylık ileriye dönük enflasyon beklentileri ile piyasa katılımcılarının beklentileri arasındaki büyük fark, mevcut zorluklardan biridir.
- Gelir politikası kararlarının Orta Vadeli Program kapsamında gelecek yılki enflasyon hedefi ile uyumlu bir şekilde ilerleyip ilerlemeyeceğini dikkatle izliyoruz.
- Asgari ücret artışının geçmiş enflasyonla daha uyumlu olması durumunda, manşet enflasyonun ne kadar hızlı düşebileceği konusunda soru işaretleri oluşabilir.
Gill, “Bu yıl sonunda enflasyonu yaklaşık yüzde 44 olarak öngörüyoruz. Yani, yüzde 44 ile hedef olan yüzde 17’nin ortalaması yaklaşık yüzde 30. Bu açıkçası önemli bir karar çünkü yaşam maliyeti ciddi oranda arttı. Bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil, ancak Türkiye’deki baskılar Avrupa ve Doğu Avrupa’dakilerden daha yoğun oldu. Bu açıdan, dezenflasyon sürecinin uzun zaman alacağını düşünüyoruz” dedi.
Faiz İndirimleri ve Ekonomik Beklentiler
Gill, TCMB’nin politika faizinde Kasım ayında bir indirime gideceği yönündeki önceki öngörülerini, Eylül ayındaki enflasyon rakamları doğrultusunda güncellediklerini belirtti. İlk faiz indiriminin 2025’in ilk çeyreğinin sonunda olabileceğini dile getiren Gill, “2025 yıl sonu enflasyonunu hala yüzde 22-23 civarında öngördüğümüz göz önüne alındığında, muhtemelen faizde düşüş 2025’in ilk çeyreğinin sonuna doğru gerçekleşecektir. TCMB’nin oldukça muhafazakar bir faiz indirimi politikası izleyeceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 büyüyeceğini öngördüklerini aktaran Gill, büyümenin 2025’te yüzde 2,3’e yavaşlayacağını kaydetti. “Nüfus artışı ve Türkiye’nin Avrupa’daki önemli ticari ortaklarında beklenen talep toparlanmasını dikkate aldığımızda, negatif büyüme olasılığı oldukça düşük. Ancak yüzde 2’nin altında bir büyüme ihtimali de göz ardı edilemez. Enflasyon düşmezse, TCMB’nin daha sıkı bir politika duruşu sürdürmesi gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.
Büyümenin aynı zamanda Aralık ayındaki asgari ücret artışı ve maliye politikasındaki değişikliklere bağlı olacağını belirten Gill, not artışı kararı ve ileriye dönük beklentilerini şu şekilde özetledi:
- Bu yıl Türkiye’nin kredi notunu iki kez yükselttik, bu oldukça yüksek bir not artışı.
- Türkiye gibi dirençli bir orta gelirli ekonominin başlangıçta düşük bir not seviyesinden yükselmesi olumlu bir gelişme.
- Enflasyonu tek haneli seviyelere düşürmek, en az üç ile beş yıl daha gerektirecek.
- Herhangi bir hükümetin bu kadar uzun süreli sıkı para ve maliye politikasını sürdürmesi zor olabilir.
Gill, Türkiye’nin hizmet ihracatının iyi durumda olduğunu ve net ihracatın önümüzdeki iki yıl boyunca büyümeye katkıda bulunacağını belirtti. “Hane halkı harcamalarının muhtemelen daha zayıf olacağını düşünüyoruz, ancak bu bir kaza değil; bu, hükümetin enflasyonu düşürme planının bir parçası” dedi.
Son olarak, ABD’deki seçim süreçlerinin piyasalara yansıdığını ve Türkiye dahil birçok gelişmekte olan ekonomiye sermaye girişlerini etkileyeceğini sözlerine ekledi. S&P, daha önce Mayıs ayında Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korumuştu.