Küresel Piyasalarda Yen Carry Trade Pozisyonları ve Yuan Alternatifi
Küresel finans dünyasında oldukça popüler olan yen carry trade pozisyonları, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) faiz artırma kararının ardından, Ağustos ayında çözülmeye başladı. Bu durum, küresel piyasalarda geniş çapta bir satış dalgasına yol açtı. Bu gelişmelerin ardından, bazı yatırımcılar yen yerine Çin yuanı cinsinden borçlanarak, yüksek getirili para birimlerine yatırım yapmanın daha az riskli olduğu değerlendirmesini yapıyor.
Bloomberg’in derlediği verilere göre, yuan üzerinden gerçekleştirilen ve sekiz gelişmekte olan piyasa (EM) para biriminden oluşan bir sepetle yatırım yapmayı içeren carry trade işlemi, mevcut çeyrekte %0,5 oranında bir getiri sağladı. Aynı dönem içinde, yen ile yapılan işlemler ise %7 civarında bir değer kaybı yaşadı.
Macquarie Group’un verilerine göre, yuan carry trade işlemleri, spekülatörler yerine daha çok ihracatçılar ve çok uluslu şirketler aracılığıyla gerçekleştirildiği için yen carry trade pozisyonlarından farklılık gösteriyor. Royal Bank of Canada’nın görüşlerine göre, yuan carry trade pozisyonları, Çin Merkez Bankası’nın gevşek para politikası izlemeye devam etmesi nedeniyle daha cazip hale gelmiş durumda.
Bankanın Asya Döviz Stratejisi Başkanı Alvin T. Tan, konuyla ilgili olarak, “Merkez Bankası, politikayı gevşetmeye çalışırken para biriminin güçlenmesine izin vermesi çelişkili olur. Bu nedenle, gelişen ülke para birimlerinden oluşan bir sepet karşısında yuanı açığa satmak hala mantıklı” dedi. Tan, ayrıca “Çin ekonomisi şu an zorlu bir dönemden geçiyor ve önümüzdeki aylarda Çin Merkez Bankası’nın politikayı daha da gevşetmesini bekliyoruz” şeklinde yorum yaptı.
BNY Stratejisti Wee Khoon Chong, likidite koşullarının, piyasalardaki oynaklık azaldıkça yuan carry trade işlemlerini destekleyeceğini öngördü. Citigroup stratejistleri ise kısa süre önce müşterilerine, opsiyon piyasasında yuan ve yen karşısında Meksika pezosu ve Brezilya reali alım yapmalarını önerdi.
Goldman Sachs ve Nomura gibi bankalar da, Çin’deki makroekonomik sorunlar ve ABD dolarındaki düşüş nedeniyle yatırımcılara, diğer para birimlerinden oluşan bir sepet karşısında yuanı açığa satmalarını tavsiye eden kurumlar arasında yer alıyor.
